Dunning Kruger Etkisi

Dunning Kruger Sendromu

“Cehalet, genellikle bilgi sahibi olmaktan daha çok öz güvene sebep olur.”

Charles Darwin

Hurriyetinpenceresinden blog yazılarımı düzenli okuyan okuyucularımın gözlerinde, yazdığım yazılardan, kendi hayatlarında da tanıdıkları, bazı insanlar canlanacaktır. Yazılarımda tarifini yaptığım kişiler hayali değil, her gün, farklı şekillerde karşılaştığımız insanlar.

Günlük hayatta bilfiil çevremizde ya da TV izlerken tartışma programlarında yetkin olmadıkları alanda ahkam keserlerken, bol bol “içi boş” tavsiyeler verip, bizlere vaatler satarken, yalan bilimden beslenen, rasyonellikten uzak bu kişiler sıklıkla karşımıza çıkmakta.

İşte bu kişiler için Dunning Kruger Sendromu’ndan muzdariplerdir diyebiliriz. Peki nedir bu bilimsel kavram? Bu yazımda bu konudan ve bu sendromun pençesindekilere karşı alabileceğimiz önlemlerden bahsetmek istiyorum sizlere.

Literatürde kısa tanım olarak:

Dunning-Kruger etkisi: “Yanlış sonuçlara veya talihsiz seçimlere varanlar, sonuçların yanlışlığını veya seçimlerinin talihsizliğini anlayabilecek yetkinlikte de olmayabilirler.”

Yani, bu kavrama ismini veren Cornell Üniversitesi’nin iki akademisyen psikoloğu Justin Kruger ve David Dunning’in tanımladığı bir algılamada yanlılık eğilimidir. Hani işine geldiği gibi, inanmak istediği gibi, görmek istediği gibi.

Türkçe’mizde güzel bir deyimimiz, bu Dunning Kruger sendromunu, ya da etkisini somut bir biçimde ve basitçe anlatıyor: “Cahil Cesareti”.

Cahil cüretkâr olur kendini alim sanır” sözü bir nevi, Kruger ve Dunning’in ortaya attıkları teoriyi özetler:“Cehalet gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır.”

Peki bu sendromdan muzdarip insanların ortak yönleri nelerdir, onları nasıl gözlemleyebiliriz ve kendimizi bu “cahil”lerle sohbetten uzak tutup, nasıl koruyabiliriz ?

İşte ipuçları:

* Vasıfsız, liyakatsız insanlar ne ölçüde vasıfsız olduklarını fark edemezler. Dünyayı, kendini çok da vasıflı, yetkin sanan, ama özünde vasıfsız insanlar yönetebiliyor; belki çoğu farkında bile değil ne kadar niteliksiz olduklarının da. Ayrıca, bu niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir. Yani, halk dilimizde, “işkembeden sallamakta” sakınca görmezler. Argümanlarını destekleyen ne mantıklı birer veriye sahiptirler, ne de buna ihtiyaçları olduğunun bile farkında değildirler.

Abartara abarta, bire bin katıp ve teraziyi de kendilerine göre yontarak, gerçekleri de işlerine geldiği gibi manipüle ederek, bu vasıfsızlar, kendilerini çok akıllı, uyanık sanırlar…Kendilerini öyle görürler, görmek isterler…Öyle görünmek isterler, bu sebeple de her türlü manipulasyonu yapma eğilimindedirler. Dikkatli olmayan ve bilimsel bilgiden beslenmeyenler de, bu kişileri yeterince sorgulamaz, gözlemlemezlerse, doğal olarak bu vasıfsızların, bu sendrom kurbanlarının “abartı” larına inanıp, “olta” ya gelebilirler.

* Dunning Kruger Sendromunun bir diğer önemli sonucu da şudur:

Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.

Tam burda, bir şey ekleyeyim sözlerime, biraz da mizahi olarak dile getireyim. Bu cahil kişiler, ancak şu şartla, “eğitilebilir” :

“Nitelikleri, eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.”

İşte, biraz da bu sebeple, dünyadaki egemenler, sorgulayan bireyleri, vasıflı yöneticileri, bilime dayalı ve bilimi yol edenleri pek de istemezler. Kulak tıkarlar sözlerine işlerine gelmeyince, hakir görürler gerçekleri dile getirenleri, isterler ki etrafları da vasatlıktan kurtulmasın.

Nitelikli, liyakat sahibi insanları yönetmek de zordur, etki alanına alıp, manipüle etmek de. Halbuki herşeye, her şartta kafa sallayacak, sizin pozisyonunuza göre davrananacak yalaka ve vasıfsızları yönetmek ise gayet kolaydır.

Gelelim, bu kişileri kolayca tanıyabilmek ve kendimizi korumak için ipuçlarına:

* Her şeyi en iyi kendilerinin bildiklerini iddia edenlerden, desteksiz sallayanlardan, kanıt deyince susanlardan, “onu boşver” diyenlerden uzak durmalıyız. En iyi biz biliriz”diyen ve ortak akla inanmayanlardan çok çektik, daha da fazla çekmemek için, bilgiyi, eğitimi aşağılayanlardan uzak duralım.

“Cahilin ettiği sohbetten sözden,
Âlimin hayali, düşü makbuldür.”

Aşık Hüdai

Aşık Hüdai’nin Makbüldür” adlı şiirinde dile getirdiği gibi uzak duralım cahil cesaretli, vasıfsız, bilgisiz, görgüsüz, hal ehli olmayanlardan; yoksa çok göz yaşı döker, dertlenir, ömrümüzü heba ederiz, boş yere kazmayalım kazma-kürek ilen kendi mezarımızı sevgili arkadaşlar.

* Üstlerine, kendinden güçlü gördüklerine, işi düştüklerine, çıkar ilişkisi olduklarına başka, ama size, astlarına, iyi niyetli, efendi insanlara başka davranıyorsa…işte bu da önemli bir ipucudur, bu sendroma sahip insanları tanıyabilmemiz için. Naif insanları ya da astlarını ezip, astları arasında kendisinden daha bilgili ve tecrübeli birilerini görmek istemeyip, gerekirse ayağını kaydırıp, hep ben, hep ben diyenleri de “dikkat edilecek”ler listemize eklemeliyiz.

* Bir gün öyle, yarın böyle konuşur, önceki dediklerini rahatlıkla ve yüzleri kızarmadan inkar edebilirler. Kabul de edemezler öyle kolayına hatalarını. Hatta etrafınızda onlarca kişinin bizzat şahit oldukları önceki bir meseleyi bile, işlerine gelmediği için, inkar edebilirler. Ya da bahaneler üretirler. Haksız mağduriyet yaratma, algı manipülasyonu yapma peşine düşebilirler, bir sürü laf edip haklı çıkmaya, açıklama yapmaya uğraşabilirler ya da tam tersi sizden kaçarlar.

Ne diyelim, abartı ve çok laf, yalansız olmaz, dikkat

* Başarısız olduklarını asla kabul etmezler. Dunning Kruger Sendromu olan kişiler kendi bilgi eksikliklerini egoları ile kapatmaya çalışırlar. Üstlerine, işi düşenlere sempatik, dostane, yardımsever, ama gerçeği bilenlere, iyi niyetlilere, işi düşmeyeceklere ve özellikle de astlarına ise hasmane, manipulatif ve ezici tavır takınabilirler. Her iddiasının doğru olduğunu ve sorgulanmamasını isterler. Bazılarına ve üslerine rol yaptıkları için, sevilip, taktir edilip, işlerinde yükselebilirler de.

Manipulasyon ustaları oldukları için üstlerince taktir edilmeleri de gayet olasıdır. Hizmet gördüğü garsonu aşağılar ama üstüne gülücükler saçar. Bu tarz oyuncu ve sahte insanlar, malesef ki iş hayatında daha çok yükselebilirlerken, daha nitelikli, akıllı, iyi insanlarsa, kendi değerlerinin yeterince de farkında olmayıp, biraz da “fazla” alçakgönüllülükle daha arka planda kalabilirler. Günlük hayatta hergün yüzlerce örneğini gördüğümüz bu durumun bilimsel açıklaması da işte bu Dunning Kruger Etkisi ya da Sendromu denen kavram ile açıklanmaktadır.

Bitirirken, siz değerli okuyucu arkadaşlarıma tavsiyem: gerçekten bilgili olduğunuz konularda öne çıkın, alçak gönüllülük iyidir ama fazlası değil. Yoksa, vasıfsızlarca daha çok yönetilir ve kendi meziyetlerimizi kendimiz “yetersiz” algılayıp, kendimizi boş yere üzebiliriz.

Hani dilimizde bir söz* var ya, işte o misal: “Fazla tevazu gösterme, sonra gerçek sanırlarZira, vasıfsız insanlar neyin gerçek olduğunu bile hakkıyla tartamazlar.

Sözlerimi burada noktalarken, 3 anlamlı söz de bu sendromdan muzdarip “Haddini bilmeyenlere” gelsin 🙂

Bir delil ile 40 alimi yendim; ama 40 delil ile bir cahili yenemedim.” (Kaynaklarda farklı isimlere atıf yapılan bir söz. Söyleyenin kim olduğu kesin olmadığı için, direkt Mevlana, ya da şudur demek bile Dunning-Kruger sendromuna örnek olabilir:)